Boşanma sonrası…
22 Ekim 2014
Biten bir ilişkinin ardından tek başına kalabilmek… Boşanma aşamasında yaşanan yoğun kaygı ve umutsuzluk duyguları, oldukça sık karşımıza çıkan bir durum. Eğer kişinin daha önce bekar yaşama deneyimi olmamışsa, kaygının katsayısı bir hayli artmakta.
Tek başına bir eve çıkabilecek mi? Yalnızlık duygusuna dayanabilecek mi? Faturaları kim ödeyecek? Alışverişi yalnız başına mı yapacak? Eşiyle olan ortak arkadaşlarıyla ilişkisini yeniden nasıl düzenleyecek? Ya bir daha kimseye aşık olamazsa? Ya bir daha kimseyi hayatına sokamazsa? Peki şimdi boş kaldığı zamanlarda ne yapacak? Yeni arkadaşlıklar olabilecek mi?
Kısaca yeniden cinsel ve sosyal kimliğini tanımlayabilecek mi?
Kötü giden bir ilişkinin ardından bile, hele bir de evli kalınan süre fazlaysa bu endişeler görülebilmekte. Boşanmanın ardından yeniden toparlanabilmek için birincisi belli bir zamana, ikincisi bakış açınızı değiştirmeye, üçüncüsü eyleme dönük planlar yapamaya ihtiyacınız var.
Boşanmanın ardından gelen “Tek başına olma deneyimi”, evlilik öncesi tek başınalıktan farklı olarak; artık bir gelişim görevi olan evlenip çocuk yapayım kaygısından uzak ,potansiyel eş arama durumu olmayıp, gerçekten ne istediğinizi daha iyi bileceğiniz, edindiğiniz tecrübe ile kimi istediğizden daha emin olduğunuz, çok daha sağlam dostluklar geliştirebileceğiniz ve kendinize daha çok zaman ayıracağınız bir dönemdir aynı zamanda.
Günümüzde toplumun bekarlara bakışı da eskiye oranla çok daha kabul gören bir statü, mesela birçok kadın ve erkek daha geç evleniyorlar artık.
Boşanma sonrasında “”çivi çiviyi söker” diye hemen bir ilişki peşinden koşmaktansa, kendini ve hayatı yeniden yorumlamak için kendimize zaman tanımalıyız. Boşanma sonrası hayatın en üretken aşamalarından birisidir. Kaybolan zamanların telafisi ve kendiniz için yapmak isteyip de ertelediğiniz şeyler için bir fırsatlar dönemidir. Kaybınızın yasını tutarken diğer taraftan fiziksel, ruhsal ve profesyonel anlamda kendinize yeni ve farklı katkılar oluşturmakla ilgili yaratıcılığınızın arttığını görürsünüz yani kendi kişisel gelişiminize yatırım yaparsınız.
Bana gelen danışanlarımdan biliyorum; boşanma sonrası konuştuğumuz konular üzerinden neye ihtiyaçları olduğunu görerek, erteledikleri şeyleri hızla hayata geçirdiklerine tanıklık ediyorum. Yeni hobiler bulma, arkadaşlarına daha fazla zaman ayırma, dışarıda sosyal etkinliklerde bulunma, yeniden işe girme, işi ile ilgili eğitimlere katılma ve kariyeri için kendine daha fazla yatırım yapma ve yeni yaşayacağı alanı kendi beğeni ve rahatına göre düzenleme gibi konulara yoğunlaştıklarını görüyorum.
Bunları yaparken kaygıları zaman zaman yükselmiyor değil “Acaba başarabilecek miyim?” düşünceleri yoklayabiliyor. Ben size bu konuda bir danışanımın söylediklerini kendi ağzından aktarmak istiyorum;
“Boşanmaya karar verdiğim günlerde herşey karanlık görünüyordu, çok canım acıyordu. Yıllardır alıştığım şeyler vardı ama evliliğim iyi gitmiyordu, düzeltmeyi de denedik olmadı, birbirimize saygımız kalmadı. Çok zor oldu, bu süreci sizinle yaşadık, hiç uyku bozukluğu çekmezdim, boşanma aşaması ve sonrasında uykularım çok bozuldu. Ancak bu öyle bir yolculuk ki bir kere başladı mı geri dönüşü yok, hem o acıyı çekiyosun hem ayakta kalmaya çalışıyorsun ve benim hayatım tamamen değişti, ama kendimi geliştirmek için nasıl çabaladığımı da gördünüz. Verdiğim karar çok doğru bir karardı, şimdi bunu daha iyi görüyorum”.
Yukarıda bahsettiğim danışanım, boşanma sonrası bir süre ailesiyle yaşadı, ekonomik olarak biraz toparlandıktan sonra kendi evini tuttu, bu arada bazı kurslara katıldı, eğitimler aldı, arkadaş grubunu genişletti. Boşandıktan 3 yıl sonra birisiyle tanıştı ve çok iyi giden bir ilişkisi var. Önümüzdeki yılın ilk yarısında evlenmeyi düşünüyorlar.
Yukarıda bahsettiğim durum bir hikaye değil, gerçek. İşleri yoluna koymak, kendine gelmek, yeni hedefler koymak, çocuk varsa onları da yeni duruma alıştırmak bunların hepsi kolay olmayan şeyler…Ben yine yukarıda bahsettiğim danışanımın sözlerine yer vermek istiyorum; “Çok acı çektim ama çok değiştim, ne istediğimin fazlasıyla farkındayım, gerçekten büyüdüm”.
Hayat yeniden başlayabilir, yeni olan korkutur genellikle ama aynı zamanda heyecanı da vardır. Arzu edilen birlikte yaşlanmaktır elbette ama olmuyorsa, yürütemediyseniz verdiğiniz kararın arkasında durup, kendiniz için onarıcı ve iyileştirici yaşantılara yönelmek durumundasınız. Tüm hayat birikimlerinize yenilerini ekleyerek yola devam. Yolunuzun üzerinde oyun bahçeleriniz var, yeter ki siz o bahçeleri es geçmeyin…
Uzman Psikolog, Psikoterapist Ruşen Nur Arıkan
https://www.facebook.com/rusennur.arikan