ERKEĞİN GÜZELİ ÇİRKİNİ OLUR MU?
09 Nisan 2011
“Güzelliğin on par’etmez bu bendeki aşk olmasa” demiş Aşık Veysel. Ne güzel demiş..Sadece güzellikle iş bitmiyor canım seni çekmezse, ruhum ruhuna değmezse…
Elbette, bedenden geçmeyince ruhuna değemezsin sevdiğinin ammavelakin kadın ile ilgili olarak güzelliği olmazsa olmazların en başına koyan erkekler kendi güzellikleri konusunda ne düşünüyorlar acaba? Peki ya kadınlar?
Güzel olmak ile ilgili çabanın çağlar boyu kadına özgü olduğu bilinir. Çünkü kadın her zaman güzellik ve cinsellikle yorumlanmıştır. Ancak toplumun değişen yapısı ile birlikte günümüzde erkeklerin de kendi güzelliğini ve çekiciliğini oldukça önemsediklerini görüyoruz.
Kadının güzel olma uğraşının yüzyıllar boyu devam ettiğine ilişkin en bildik örnekler Afrodit ve Kleopatra iken, bir erkek güzelliğinden bahsederken “Yunan Heykeli” ifadesi kullanılır. Antik Yunan, erkek bedeni ve güzelliğini en çok öne çıkarmış dönemdir. Rönesans ve sonrasında tekrar güzel olanın kadın olması gerektiği düşünülmüştür.
1990’ların ortasında çıkan “metroseksüel erkek” bakımlı, bağımsız, kentli erkek tanımını içine alırken, 2000’li yıllarda metroseksüellik yerini “überseksüel” ve “heteropolitan” lara bırakmış durumda.
“Überseksüel” erkekler iyi giyinmesini bilen, kaliteyi önemseyen, kendine güvenen fakat maço yanını göstermekten çekinmeyen erkek tipiyken, “heteropolitan” hem eğlenceli, hem aile yaşantısına özen gösterenler olarak tanımlıyor.
Bu durum, son onbeş yılda farklı erkek tiplerinin ortaya çıktığını göstermekle birlikte ortak yanları bakımlı, şık, kendine özenen erkekler olmaları.
Geroffrey Miller “Sevişen Beyin” adlı kitabında Evrim Teorisi’ nin sahibi Darwin’in erkek güzelliği konusundaki görüşlerine yer vermektedir. Darwin, birçok erkek hayvanın rengarenk tüyleri ve ahenkli şarkıları olduğunu görmüştü. Bu özelliklerin günlük beslenme, kaçma ve savaşma gibi işlerde hiçbir yararı yoktu. Hayvanlar güzelliklerini insanlara değil karşı cinsine gösteriyordu ve bu tür gösterileri de genellikle erkekler yapıyordu.
Mesela; erkek tavuskuşunun kuyruğunu dişisinin önünde açtığını, şehirlerde yaşayan erkek güvercinlerin öterek ve kabarıp yürüyerek dişisini taciz ettiğini, erkek bülbüllerin ötüş yeteneklerinin dişilerini cezbetmeye yönelik olduğunu biliyor muydunuz?
Erkek tavuşkuşunun kuyruğunun bu denli uzun olmasının evrimsel süreçte kurlaşma içgüdüsüyle olduğu çıkarımı doğal seleksiyon (hayatta kalma) teorisini desteklemeyen bir buluş olduğundan, Darwin’i bir hayli rahatsız etmiş.
Darwin’ e göre, erkekler dişileri döllemek için genellikle rekabet ederler. Bunu diğer erkeklere silahlarıyla gözdağı vererek ve dişileri süsleriyle cezbederek yaparlar. Dişiler güçsüz ve sade erkeklere oranla daha güçlü ve çekici olanları seçerek cinsel tercihlerini kullanırlar.
Daha fazla dişiye “sahip olmak” için erkekler arası rekabet ve uyum yeteneği gösteren erkekler arasından zor beğenen dişilerin yaptıkları seçim.
Günümüze dönüp insan soyuna baktığımızda spor salonlarında daha çok vakit geçirip, kas gücünü artıran, görüntüsünü hem daha estetik hem güçlü kılan, kuaför salonlarında manikür yaptıran, şıklığı çok daha fazla önemseyen erkek modeline bunu uyarlayabiliriz.
Ve kadınların da fit, bakımlı, kendine özenen erkekleri beğendiğini ve tercih ettiğini bizzat kişisel gözlemlerim doğrultusunda söyleyebilir hatta söylemlerin şu olduğunu burada yazabilirim;
“Kadınlar artık çok bakımlı ve yaşını göstermiyor. Kendini bırakmış, 30’unda göbeklenmiş ve bakımsız adam gördüğümde hoşuma gitmiyor” babında görüşlerinin ne yazık ki hepsini burada yazamamaktayım!
Öyleyse kadın da erkek tercihinde “çirkin ama ruhu güzel” demeyip ruhunu açacağı adamda estetik olana da oldukça ilgi göstermekte.
Sözüm elbet sadece bütünleyici olan bir güzellik kavramınadır. Varın siz ne demek istediğimi anlayın artık…